Bazı insanların dudak yapısı arzu edilen dolgunluk ve kalınlıkta olmayabilir. Böyle Dudak dolgusu ile durumlarda dudak dolgunlaştırma ve kalınlaştırma işlemleri gündeme gelmektedir. Dudak kalınlaştırma işlemleri pek çok insanı korkutmaktadır. Bunun sebebi ise bilinçsizce yapılmış dudakların aşırı şişirilme işlemleridir. Bu işlemde asıl amaç dudaklara bünyesinde gizli olan estetik görünümün kavuşturulması, gerekiyorsa kontur belirginleştirilmesi gibi kişiye özel şekillendirmelerin yapılmasıdır. Bu noktada en sağlıklı işlem hyalüronik asit dolguların kullanılmasıdır. Hyalüronik asit vücutta ve ciltte pek çok dokuda bulunan bir yapı taşıdır ve vücut tarafından reddedilmemektedir.
Dudak dolgusu ile dudakların kalınlaştırılması pratik bir işlem olup hemen sonuç vermektedir. İşlemi takip eden ilk 1-3 günlük süreçte dudakta olması gerekenden fazla bir şişlik olabilir. Bu şişlik 1-3 gün içinde geçerek dudaklar nihai görünüme erişir.
Dudakların şekillendirilmesi, dolgunlaştırılması, kalınlaştırılması veya büyütülmesi tarih boyunca önemli estetik sorunlardan biri olmuştur. Sıvı silikondan çeşitli plastik maddelere kadar değişen seçenekler denenmiş ve sonunda hyaluronik asit içerikli dolgular da karar kılınmıştır. Çünkü dudaklar çok iyi kanlanan, sadece kas dokudan oluşan, özel, fonksiyonel ve estetik bir yapıdır. Denemelerin sonuçları özellikle sıvı silikonda çok ciddi sıkıntılar doğurmuştur. Kısacası kalıcı dolgu uygulamaları sağlıklı işlemler değildir ve kliniğimizde uygulanmamaktadır. Dudaklarda kalıcı hacim vermek amacıyla en sağlıklı yöntem meme protezleri gibi katı silikondan üretilmiş Permalip dudak protezleridir.
Kaş ortası çizgileri kızgın, yorgun, sinirli görüntü verir. Genellikle zamanla artma eğilimindedirler.
Özellikle kaşları çattığımızda ortaya çıkarlar. Ancak cildi kalın veya ince olmasına rağmen cildi kuru bazı insanlarda istirahat halinde bile belirgin olarak görünüyor olabilir.
Göz altı bölgesi yüzümüzdeki en hassas bölgelerdendir. Gün içinde renk değişiklikleriyle yorgunluğumuzu ele verebilir. Bazen de bu durum yapısal ve genetik olarak renklidir ve sürekli çevremizden yorgun olduğumuza dair geri dönüşler alırız.
Bazı insanlarda bu bölge çukurdur ve ne yaparlarsa yapsınlar yorgun görüntüden kurtulamazlar. Bazende bu bölge de torbalanmalar olur ve akşamdan kalma görüntüsü hiç geçmez. Kısacası göz altı bölgesi yüzün zindelik ve sağlık bölgesidir. Bu kadar önemli olduğu için göz altı kremleri üretilmiştir.
Çene yüzümüzün alt yarısında hareketli tek bölgedir. Önden ve yandan görünümü yüzümüzü tamamlar. Bazı problemler önden çok belli olmasada yandan profilden net bir fark yaratabilmektedir.
Çene dolgusu sadece çenenin geride olduğu, hacim problemi görünen bazende çene asimetrilerinde gündeme gelen bir uygulamadır.
Çok kısa ve basit bir şekilde profil, asimetri ve hacim problemlerinin düzeltilmesini sağlar.
Şakak bölgesi yüzümüzün belki de en fazla ihmal ettiğimiz bölgelerindendir.
Yanaklarımızın kaşımızın ve alnımızın arasında saç çizgimizin önünde bulunur. Bu bölge genellikle bir çok insanda hacimlidir. Bazı durumlarda (yaş, genetik, yapısal) şakak bölgesinin hacminin azalması; kaşlarımızın ortaya çıkması bizi olduğumuzdan daha zayıf, bitkin ve yaşlı gösterir. Bu gibi durumlarda bu şakak bölgesine dolgu uygulamaları ile hacim kazandırılması işlemleri gündeme gelmektedir.
Yanak dolgun, canlı, sağlıklı görüntümüzü sağlayan önemli bir bölgedir.
Cilt yapısı yüzün diğer bölgelerine göre kalın ve gözeneklidir. Kemik yapı bu bölgenin belirginliğini sağlar ama kemik ve cilt arasında ki kas ve yumuşak doku miktarı da hacimli görüntüyü sağlamakta oldukça önemlidir.
Göz çevresinde çizgiler, kırışıklıklar önce gülmemizle, yüzümüzün mimik hareketleri ile belirir sonraları bu çizgiler giderek derinleşir ve gülmesek de görünür hale gelmeye başlar.
Bu çizgilerin giderilmesi, azaltılması çizgilerin derinliğine, cildin yapısına göre değişiklik göstermektedir.
Göz çevresi cildi yüzümüzün en ince cildine sahiptir ve bu bölgeye yapılacak işlemler çok özen ister. Göz çevresi kırışıklıklarının dolgu ile belirginliğinin azaltılması için çok ince dolgu malzemeleri kullanılmalıdır. Aksi takdirde bu bölgede kırışıklıklar değil tümsekler görünebilir.
Burun dolgusu burun şeklinin düzeltilmesi amacıyla, hacim ihtiyacı da varsa kesinlikle ilk seçenek dolgu olmalıdır. Burun estetiğinin bir parçası da burun dolgusudur. Burna dolgu uygulaması genellikle 2-3 kez ameliyat geçirmiş, burun sırtında veya yanlarda hacim problemleri olan bölgelerde gündeme gelir. Bazende darbelere bağlı olarak oluşan benzer problemler bazende yapısal hacim problemleri olabilir.
Burun kanatlarının yanından ağız köşelerine uzanan oluğa nazolabial çizgi veya oluk denir.
Bu oluk bebeklerde bile vardır ve yaş ilerledikçe çok daha belirgin hale gelmektedir. Dolgu uygulamalarının en fazla yapıldığı yerdir.
Bu çizgilerin belirginliği insanı mutsuz, yorgun, yaşlı gösterebilir. Dolgu ile buradaki oluk doldurulur ve mimik kaslarında bir problem olmadan sosyal hayatınıza devam edebilirsiniz.
Alın çizgileri biraz avuç içi çizgileri gibi kader çizgilerimizdir. Yaşla artma eğilimindedirler.
Özellikle kaşları yukarı doğru kaldırdığımızda ortaya çıkarlar. Ancak cildi kalın veya ince olmasına rağmen cildi kuru bazı insanlarda kaşlarını yukarı kaldırmasalar bile alın çizgileri belirgin olarak görünüyor olabilir.